Kan Bağışı

KAN NEDİR?
Kan; geçmişten günümüze sağlık ve yaşamın temel simgesi olarak görülmüş, modern tıpta ise tek kaynağı insan olan yaşamsal bir ilaç olarak kabul görmektedir. Kan vücudumuzun tek sıvı dokudur. Kalbe gelen kan pompalanarak damarlar içinde yol alır.

Damarlarımızda bir nehir gibi dolaşan kanın görevleri;

Taşıma Görevi:
Oksijenin akciğerlere taşınması, hormonlar, vitaminler, proteinler, karbonhidratlar gibi hayati öneme sahip maddelerin doku ve hücrelere taşınmasında ve aynı zamanda karbondioksit gibi zararlı gazların vücuttan uzaklaştırılmasında görev yapar. Kan, taşıdığı hormonlar, vitaminler ve inorganik maddeler aracılığıyla hücreler ve organlar arasında iletişimi ve düzeni sağlar.

Savunma Görevi:
Kan içerdiği çeşitli hücrelerin yardımıyla vücudu yabancı maddelerin, mikroorganizmların ve toksinlerin etkisinden korur.

Pıhtılaşma Görevi:
Kan, damar yapısında herhangi bir açıklık, yaralanma ve diğer kanama durumlarında, içerdiği trombosit ve pıhtılaşma faktörleri ile tıkaç oluşturarak olası kanamaları engeller.
Normal bir insan vücudunda 5000-6000 mL(5-6 lt) kan bulunmaktadır. Ortalama vücut ağırlığının %8’ini oluşturur

Düzenleme Görevi:
Kan, hücrelerin yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmesi için uygun ortamın oluşmasını sağlar. Bu amaçla kan, vücut sıvısının asit baz dengesinin düzenlenmesinde etkilidir. Vücut sıvısının düzenlenmesinde, hücre ve doku sıvılarının yoğunluklarının ve vücut ısısının sabit kalmasında görev alır.
Kan Yapısı:
Alyuvarlar (Eritrositler)
Akyuvarlar
Kan pulcukları (Trombositler)
Plazma


VERDİĞİM KAN NERELERDE KULLANILIYOR?


Bağışlamış olduğunuz 1 ünite tam kan 3 bileşene ayrılır. Kan bileşenlerinin saklama koşulları ve kullanım alanları birbirinden farklıdır.

Bağışladığınız 1 ünite kan 3 farklı hastanın hayatını iyileştirmektedir. Peki, kan ve kan bileşenleri nerede kullanılmaktadır?

• Yenidoğan bebekler: Yenidoğan bebeklerde akut ya da kronik kanama olması, kan uyuşmazlığında ya da kan bileşenlerinde yıkım olması söz konusu olduğunda kan ihtiyacı doğar.

• Kan hastalıklarında: Genetik ya da sonradan edinilen kan hastalıklarına kan ve kan bileşenleri tedavi amaçlı kullanılmaktadır. Kanın acil durumlar dışındaki en yaygın kullanımı rutin olarak kana gereksinim duyan hastalıklarında görülmektedir.

Anemi
Kansızlık olarak bilinen, çok çeşitli nedenlere bağlı olarak çıkan hastalıklar grubunun genel adıdır. Temel olarak sorun alyuvarlarda ve/veya alyuvarların içinde yer alan hemoglobinlerdedir (Hb)

Alyuvarlar ve hemoglobinin en önemli görevi oksijeni vücut içinde dokulara taşımak ve dokularda biriken karbondioksiti akciğerlere iletmektir. Kansızlığın şiddetine göre oksijenlenme bozulacağı için birçok rahatsızlık belirtisi ortaya çıkar.

Çabuk yorulma
Halsizlik
Baş dönmesi, baş ağrısı, göz karaması, kulaklarda çınlama
İştahsızlık
Tırnakların kolayca kırılması, saç dökülmesi
Sarılık

En sık görülen kansızlık türü demir eksikliği anemisidir. Demir hemoglobinin yapı taşıdır ve oksijeni tutmakla görevlidir. Demir vücuda alınmıyorsa, alındığı takdirde vücut tarafından değerlendirilemiyorsa ya da kanama söz konusu ise demir eksikliği tablosu ortaya çıkar.
Demir eksikliği ve diğer tip anemiler ağır seyrettiğinde hastalara tedavi olarak kan ve kan bileşeni kullanılır.

Talasemi
Akdenize kıyısı olan ülkelerde daha sık görülen kalıtsal bir kan hastalığıdır. Hemoglobin zincirinin yapımından sorumlu 2 genden birinin ya da her ikisinin kusurlu olması Talasemi hastalığının oluşumuna neden olur. Genlerden biri kusurlu olan kişi sağlıklıdır ancak taşıyıcıdır. (Talasemi minör) Kusurlu gen yapısı çocuklarına aktarılır. Söz konusu genlerin ikisinde de kusur varsa bu kişiler hastadır. (Talasemi majör)

Talasemi majör çocuklarda;

Gelişme geriliği,
Diyabet,
Kalp yetmezliği,
Karaciğer yetmezliği gibi birçok organ ve sistemi etkileyen hastalıkların eşlik ettiği kronik bir tablodur.

Hastalığın kesin tedavisi kemik iliği naklidir. Nakil dışında uygulanan tedavi hastanın yaşam süresinin ve yaşama kalitesini arttırmaya yöneliktir. Talasemili hastalar yaşamları boyunca kan ve kan bileşeni almak durumundadır.

Hemofili
Hemofili, önemsiz bir darbenin yarattığı sıyrıktan vücut dışına ya da içine kanamaya yol açabilen kalıtsal bir hastalıktır. Kalıtsal geçişte X cinsiyet kromozomundaki bir gen sorumludur.

Hastalığın sebebi, kanın pıhtılaşma mekanizmalarında rol alan, pıhtılaşma faktörü denilen plazma proteinlerinin eksikliğidir. İki tip hemofili vardır:

Hemofili B daha nadir görülür. Tedavi sürecinde eksik olan plazma proteini hastaya verilir. Hemofili A tedavisinde pıhtılaşma faktörlerinin yoğun olduğu kan bileşeni kullanılmaktadır.

Lösemi
Lösemi bir başka deyişle “kan kanseri”, kemik iliğinin anormal hücrelerle dolması ile bu hücrelerin kana ve dokulara yayılması sonucu belirti veren kötü huylu bir hastalıktır.

Hastalığın belirtileri;

Kanama eğiliminde artış
Ciltte morumsu lekeler
Ateş
Kansızlık
Kanserli hücrelerin çeşitli dokuları istila etmelerine bağlı belirtiler

Hastalığın tanısı kan testleri ve kemik iliği biyopsisi ile mümkündür. Erken tanıda özellikle çocuklarda tedaviden olumlu sonuçlar alınabilmektedir. Tedavide kanser ilaçlarının yanı sıra kemik iliği nakli önemli yer tutmaktadır. Hastalara çoğunlukla kan ve kan bileşeni kullanılmaktadır.

Diğer: Kan fizyolojik yapısı itibariyle doku olmasının yanında diğer doku ve organlar arasında iletişim sağlamaktadır. Bu nedenle kullanım alanı oldukça geniştir. Yenidoğan ve kan hastalarının dışında kan ve kan bileşenlerinin kullanıldığı yerler:
Diyaliz tedavisi
Açık kalp ameliyatları (By-Pass)
Ameliyatlar
Yaralanmalar
Doğumlar
Organ nakilleri
İç kanamalar

Kaynak: https://www.kanver.org/sayfa/e-kutuphane/kan-hakkinda-bilinmesi-gerekenler/44